4 Ağustos 2013 Pazar

Göze limon damlatmak toplumumuzda sıkça görülen bir olaydır. Ve çay banyosunun içine limon koyma geleneği de sıkça raslanan bir olaydır. Limon asitli olduğu için göze damlatılması doktorlar tarafından tavsiye edilmez. Her ne kadar göze damlatıldığında gözü parlak gösterse de, doktorlar bu işlemi pek sevmezler. Çünkü yaptığı tahribat, özellikle kornea denilen şeffaf dokunun üzerindeki epitel hücreleri dökmesi nedeniyle ertesi gün göz kapağı şişliğine, kızarıklıklara daha fazla neden olur. Yanma-batma yapabilir. Bunun için özelilkle kolanya gibi, limon gibi gözü beyazlattığınıza inandığınız şeylerin hiçbir şekilde gözde kullanımı yoktur. Çay antiseptik özelliğinden dolayı göz banyolarının arasında tercih edilebilecek tek üründür.

12 Temmuz 2013 Cuma

Göz kanlanması, gözün normalden daha fazla kırmızı, kızarık görünmesidir. Gözün beyaz yüzünde hem sklera denilen beyaz madde ve onu örten ince şeffaf bir tabaka olan konjonktiva vardır. Bunların da kendini besleyen hem yüzeyde hem de derinde ince kılcal damarları vardır. Gözün kanlanması da işte bu kılcal damarların normalden fazla genişleyerek daha belirgin hale gelmesidir. Karıştırılmaması gereken şey; gözdeki bu kılcal damarlar çatlayabilir, belli bir tahrişten olabilir ya da yüksek tansiyondan olabilir... O zaman o alanda ciddi bir kıpkırmızı daha koyu renkli ve yaygın bir kızarık görürüz. Buna konjonktiva altında kanama denir ki bu ikisini birbiriyle karıştırmamak gerekir.

3 Temmuz 2013 Çarşamba

Kataraktın muhtelif çeşitleri vardır. Katarkt başladıktan sonra süratle ilerleyen cinsleri var ve yıllarca yavaş yavaş ilerleyen bir türleri var. Perdeli görme veya puslu görme ile ifade edilen kataraktta, bu perdeli görme gittikçe artmaya başlar. Bazen aylar içerisinde çok fazla artabilir. Bazı şekilleri vardır ki birkaç ayda görmenizi tamamen bozar. Ama bazı türleri de vardır ki uzun süre içerisinde, 3-5 yıl içerisinde görmenizi bozar. Bu tamaman kataraktın türüne göre, yapısına göre değişebilir. Normalde 50 yaşını geçmiş hastalar yakını göremezler. Yakın için kısa gözlükler kullanırlar. Fakat bir müddet sonra hasta yakını gözlüksüz görmeye başladığını farketmeye başlar. Ve hasta son derece sevinir. Der ki; "Ben görmüyordum, şimdi yakını artık görebiliyorum." Bu, hasta için bir gençlik göstergesidir. Ve hasta gençleştiğini, gözünün iyileştiğini artık gözünün etrafı daha net gördüğünü etrafındakilere söylemeye başlar. Göz uzmanları bu duruma "ikinci bahar" da diyorlar. Fakat maalesef bu ikinci bahar çok uzun sürmez. Kataraktın başlamasının ifadesel şeklidir bu. Takriben 6 ay, 1 sene.. Bazen 2 sene sürer.. Hem uzak, hem de yakın görmesini kaybeder. Ve katarkt tedavi edilmesi gereken bir sınıra gelir.

Şunlar ilginizi çekebilir: 
Katarakt Nedir?
Kataraktın Belirtileri Nelerdir? 
Çocuklarda (Doğumsal) Göz Kataraktı ve Tedavi Süreci 

Sonradan sahip olunan kataraktlar kimi zaman avantaj sağlayabilir. Çünkü ameliyat olmak için oldukça fazla zamanınız olabilir. Fakat doğumsal kataraktlarda bir an önce ameliyatın yapılması gerekiyor. Çünkü görmenin gelişmesi, ilerlemesi için gözün ışığı ve objeleri görmesi gerekiyor. Işık ve ve objeleri görmeyen bir gözde görme gelişmiyorsa, ameliyat yapsanız bile çocuğun görmesi çok düşük kalabiliyor. O yüzden erken teşhis, doğumsal kataraktta çok önemlidir. Erken teşhis için çocuk hekimleri, çocuk doğar doğmaz çocuğun göz reflelerine bir ışık ile(el feneri de olabilir) bakarlarsa, yaptıkları bu işlem erken teşhis için yeterli olacaktır. Eğer doğum böyle bir ortamda olmamışsa, bir çocuk hekimi muayene edememişse anne ve baba da çocuğun gözbebeklerine dikkat ederek gözbebeğinde bir beyazlığın olup olmadığını görebilirler. Çocuk etrafına ilgisiz olur, etrafına bakmaz ve ışıkları takip etmezse, yine de bir katarakttan şüphelenilmelidir. Birincisi; demek ki doğumsal kataraktın öncelikle teşhisi gerekiyor.  İkincisi; bu iş uzman bir merkezde yapılması gerekiyor, bunun takip etme tedavisinin sağlam olması için. Herhangi bir göz hekiminin yapabileceği ve takip edebileceği bir durum değildir. Çünkü bir ekip çalışması gerektiriyor. Ameliyata özellik arzediyor ve özellikle tecrübe gerekiyor. Çocuğun gözü çok küçük olduğu için ameliyat sırasında yapılan çok küçük bir hata dahi, çocuğa büyük olarak yansıyor.

İki yaşından küçük çocuklara göz merceği konulamıyor. Bu konu tartışmalı olmakla beraber dünyada genel kabul olmuş olan şey; iki yaşından küçük çocuklara göz merceği konulmamasıdır. Eğer çocuk iki yaşından küçük ve kataratklı ise, yapılması gereken şey göz kataraktlı göz merceğini alıp bunun karşılığında çocuk hemen rehavilite edilmek zorundadır. Yani 30 numara gözlük verileceksiniz çocuğa. Ve bu gözlüğü her 3 ayda bir değiştireceksiniz. Çünkü her 3 ayda bir çocuğun göz numarası değişiyor. Veya çocuğa 30 numaralı kontakt lens takacaksınız.(fakat bunu tavsiye etmem, kendi kişisel fikrimdir). Ailesi kontakt lensin nasıl takılıp, çıkarılacağını öğrenmek zorundadır. Ve her 3 ayda bir kontakt lensin numarasını değiştireceksiniz. Bu şekilde çocuğu 4-5 yaşına kadar takip ettikten sonra 2. bir ameliyat ile çocuğun gözüne göziçi lensini yerleştirileceksiniz. Buradan da anlaşılacağı gibi bu iş için uzun bir tedavi süresi ve ekip çalışması gerekiyor. Başarılı bir tedavi süresinden sonra kataraktlı doğmuş bir çocuk iyi bir görmeye kavuştuğu halde eğer bu ekip çalışması iyi yapılamazsa, takip yapılamazsa, göz tansiyonu oluşabilir çocukta. Derin göz tembelliği gelişebilir. Ve çoğu kez de çocuk görme maalesef görme yeteneğini kaybeder. Bu yüzden ısrarla söylediğimiz şey; eğer doğumsal kataraktlı bir çocuğunuz varsa lütfen tedavisini ciddiye alın ve uzman kişiler ile tedaviyi sürdürün..

Şunlar ilginizi çekebilir: 
Katarakt Nedir?
Kataraktın Belirtileri Nelerdir?
Katarakt Tedavi Edilmezse Ne Olur? 

28 Haziran 2013 Cuma

Öncelikle çocuklardan başlayalım.
Çocuk doğduğu zaman gözbebeği, yani popilla denilen şey siyah renklidir. Anne onun beyaz renkli olduğunu, zaman zaman oradan beyaz ışınların çıktığını hissederse; bu doğumsal katarakt anlamına gelir. Çok önemlidir. Hastanın derhal bir göz hekimine ulaştırılması gerekir. Yine doğumsal katarakttır ama tamamen beyaz değildir. Çocuk ilkokula gider ama görme sıkıntısı başlar. Işıklardan son derece rahatsız olur, gözlerini kısarak etrafına bakmaya başlar.
Herhangi bir darbe ile meydana gelen kataraktta ise çocuk o gözünün, bozuk olduğunu düşündüğü gözünün sisli-puslu gördüğünü ifade eder. Bu bir katarakt belirtisidir.
Ama senil katarakt denilen yaşlılık kataraktının belirisi ışıklarda rahatsız olmaktır. Gündüz ışıklarda, gözünün eskiden olmadığı halde çok fazla kamaşmaya başlaması. Geceleri otomobilin çok fazla yayılması ve eskiden gördüğü şeyleri o kadar iyi görememek. Gözlerime pus geldi ifadesi kataraktı güzel ifade ediyor. Yani sisli görmeye başlaması. Ve bu sisli görmelerin artması, kataraktın başlıca sebeplerindendir.


Şunlar ilginizi çekebilir:

Bilindiği gibi gözün en önündeki saydam tabakasının adı korneadır. Korneanın hemen arkasında gözün renkli kısmı var; ona iris deniyor. İris'in görevi göze giren ışın miktarını ayarlamaktır. Gözün içindeki boşluk kısmının en arkasında sarı-kırmızı bir yapı vardır. Buna retina tabakası denir. Gözün gören kısmı retina tabakasıdır. Ve göz bebeğinin hemen arkasında şeffaf bir mercek vardır. Bu mercek hareketlidir. Fokus(odak) yapabilen, uzağı ve yakını gösteren bir mercektir. İşte bu merceğin bozulmasına katarakt deniyor. Toplum içerisinde katarakt'a "gözün yaşlanması" da denir. Malumdur ki normalde görmemizi sağlayan göz merceği, yaşlandığı zaman görmemize mani olur. Bunun dışında bir de doğumsal kataraktlar vardır. Bunun dışında genç yaşta meydana gelen kataraktlar genellikle kazalardan sonra meydana gelen kataraktlardır. Ama bilinmelidir ki kataraktın %95'i yaşlılık kataraktıdır.

Şunlar ilginizi çekebilir:
Kataraktın Belirtileri Nelerdir?
Çocuklarda (Doğusal) Göz Kataraktı ve Tedavi Süreci 
Katarakt Tedavi Edilmezse Ne Olur? 

21 Haziran 2013 Cuma

Kornea nakli, ölüden alınan saydam kornea ile hastanın görmesini azaltmış, artık işlevini yitirmiş korneasının değiştirilmesidir. Organ naklidir. Halk içerisinde "göz nakli" olarak tabir edilir. Ama burada gözün değiştirilmesi söz konusu değildir, esas olarak korneanın yani gözün en ön tabakasının değiştirilmesidir. Amaliyatı yaklaşık olarak 60-90 dk sürmektedir. Ameliyattan bir gün sonra hasta bir takım şeylerin değiştiğini ve artık görmeye başladığını hisseder. Görüşün tam netleşmesi yaklaşık bir yılı bulacaktır. Amaliyattaki hedef bir seneden sonra, yani bütün dikişler alındıktan sonra hastanın hayatını idame edebilecek görüntüye sahip olabilmesidir. Keratakonus grubu kornea nakline en iyi cevap veren hasta gruplarından bir tanesidir. Atılım riski diğer hastalara göre keratokonusta çok daha düşüktür.

Keratakonus, kornea nakli ameliyatlarından sonra iyi sonuç alınan hastalık gruplarındandır. Kornea nakli tam katman olarak yapılabileceği gibi yarım kat kornea nakli de yapılabilir. Bu iş klasik yöntemle yapılabildiği gibi, lazer ile de yapılabilir. Hangi yöntem ile yapılacağına karar verirken hastanın göz yapısı önemlidir. Sonuç itibarı ile kornea nakli yapıldıktan sonra yaklaşıl üç hafta kadar hasta çalışamayabilir. Ancak normal günlük hayatını idame eder. Ameliyattan sonra hasta doktoruna, birinci gün, birinci hafta, birinci ay, üçüncü ay, altıncı ay, dokuzuncu ay ve birinci yıl olmak üzere sık aralıklarla görünmelidir. Bu görünmeler sırasında eğer gerekiyorsa doktor gözdeki dikiş alımlarını gerçekleştirebilir. Bir yılın sonunda artık hasta nakledilmiş korneaya tamamen alışmış duruma gelir ve hayatını idame edebilecek gayet net görme düzeyine ulaşmış olur. Ve bir yıl sonra gözlük ve kontakt lens kullanımı yine gündeme gelebilir. Ancah hasta bunları kullansa dahi görebilir. Kornea ameliyatının yakalamak istediği hedef budur.